[ Ana Sayfa ] |
ATATÜRK'TEN ANILAR |
|||
ANILAR 1
1-Hoşgeldin Halil Ağa
3-Atatürk ve Gülsüm Abla 7-Sizden Öğrenmek İstiyorum (ANZAC) 11-Babasının Çanakkalede Ne İşi Varmış. 15-Bir Köylü Kadın Ve Atatürk.
Title
8 Title 10 Title 12 Title 13 Title 15 Title
17 Title 19
ANILAR 2 Title
3 Title
6 Title
8 Title 10
ANILAR 3 Title
3 Title
6 Title
8 Title 10 SECTION 4 |
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal
Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Milli Mücadele'mizi başlattığı 19 Mayıs 1919'un
106. yıl dönümününde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları
olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle
anıyoruz.(19.05.2025)
BİR KÖYLÜ KADIN VE ATATÜRK
Sabiha Gökçen anlatıyor: Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladık. Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu; - Merhaba nine Kadın Ata nın yüzüne bakarak hafif bir sesle -Merhaba dedi. - Nereden gelip nereye gidiyorsun? Kadın şöyle bir an duraladı; - Neden sordun ki? Buraların sahibisimisin? Yoksa bekçisi mi? dedi. Paşa gülümsedi; -Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi sen nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin? Kadın başını salladı; -Tabii söyleyeceğim beyim, ben Sincanın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği kavruk köylerinden birindenim. Bizim muhtar bana bilet aldı trene bindirdi, bende Ankara ya geldim. -Muhtar niçin Ankaraya gönderdi seni? -Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağırttım da.... Benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Ben de gün demeyip muhtara anlatınca, o da bana bilet alıp saldı Ankara ya, geceleyin gelmiştim. Yolu neyi de bilemediğimden işte akşamdan beri böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey. - Senin Gazi Paşa dan başka bir isteğin var mı? Kadının birden yüzü sertleşti. - Tövbe de bey tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki... O, bizim vatanımızı kurtardı. Bizi düşmanın elinden kurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağ ol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazyi Paşayı bulacağım deyiver. Atatürkün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek; - Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır... Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu. Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum; -Anacığım, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani Atatürk iste karşında duruyor dedim, Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, Atatürkün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü Ata nın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürke uzattı; - Tek ineğimin sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm. Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi; -Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün.Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.
* * *
Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde, Türk kadınına 1930'da belediye başkanı, 1934'te de milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Kadınlar, Fransa'da 1944'te, İtalya'da 1945'te, Belçika'da 1948'de, Yunanistan'da 1952'de, İsviçre'de ise 1971'te seçme ve seçilme hakkına kavuştu. |
|